O zamanlar bolu fen lisesindeydim.-yerine göre övünerek bazen de utanarak söylerdim bunu ama şimdi kafam karıştı.burası gerçekten farklı bir ortam-henüz ikinci sınıfa yeni başlamıştık ve yaptığımız ilk etütde onunla-e.zişan u.- karşılaşmıştım.-ne karşılaşmaydı ama sırf bundan bile ayrı bir blog konusu çıkar o yüzden bunu sonraya saklicam-ama söylediği bir şeyi de atliyamicam,bir yıl boyunca aynı okulda olmamıza rağmen beni hiç görmediğini söylemişti daha da garibiyse bende onu görmemiştim-ama ismini çok duymuştum-hani saçını yana yatıran,gözlüğü,köpeği ve hayalleri olan bir yeni yetmenin lisedeki en popüler kıza olan aşkını anlatan amerikan filmleri vardır ya benimki de aynen öyleydi.yalnızca,tanışma faslına kadar o amerikan bebesinin çektiklerini ben çekmedim.bu yüzden sanırım ki-yani o y.y’ye göre benim çok daha hızlı yol almamdan-onun değerini pek bilemedim.
Öyle saçma nedenlerle o kadar çok tartışıyorduk ki konuşmalarımızın çoğu ya küsmek için bir sebep yada barışmak için bir neden oluyordu.-öyle ya tekrar küsmek için önce barışmamız gerekiyordu-sonunda beklenen oldu ve su an nedenini hatırlayamadığım bir tartışma yüzünden o son dargınlığımızı yaşamaya başladık.zannedersem ikinci dönemin sonlarına doğru küsmüştük ve yazda böyle geçmişti barışmamız ise üçüncü sınıfta,sömestr tatiline girmeden önce olmuştu.
O gün için çok şanslıydım ama tabi ki güne başlarken bundan haberim yoktu.son zamanlarda,kahvaltıda onunla konuşma fırsatı bulabilmek için erkenden yemekhaneye inerdim.dedim ya şanslı günüm,fazla beklememe gerek kalmadı onu.-işimi kolaylaştıran şeyse kahvaltıya tek gelmiş olmasaydı-topladım cesaretimi kalktım gidiyorum yanına yalnız çay içtiğim kupayı da almışım yanıma.-ne kadar cesur olursan ol o kızın yanında öyle eli kolu boş durmak kasar adamı-neyse vardım masasına,karşısındaki sandalyeyi gösterip “oturabilir miyim”dedim oda kafasıyla onayladı-hani ağzı doluya-oturdum başladım konuşmaya-böyle anlattığıma bakmayın ama oturmuş özür diliyorum kızdan-allah’tan işi yokuşa süren bi kız değilde fazla dil dökmeden barıştık.
Ya hep böyle küsmek-barışmak eylemlerini kullanarak anlatıyorum çünkü biz hiç sevgili düzeyine gelmedik.bu da tamamen benim suçummuş,sonradan öğrendim.aslında kızda beni seviyormuş ama sonradan durum değişmiş.bak şimdi anladım şu kale direği olma meselesi-bkz:kendime serzeniş-bende çok daha önceden varmış.lanet olsun bu yüzden bi parçayı kaçırdım ikincisini de kaçırmak üzereyim.-ya ikinizden de özür dilerim, ne kadar iğrenç bir şey olsa da böyle kulağa hoş geliyor-
Bu yazıyı buraya kadar okuyup da “eee hani aşkı bulamıyordun?”deyip şu kaçırmak üzere olduğum şeyi soranlardan özür dilerim.-yazıyı yazarken bir değişiklik oldu ve başlığı da çok daha önceden koyduğum için değiştirmek istemedim-“ya bu ne diyo” diyenlere gelince;yazı bitti adamım buraya kadarmış hadi güle güle.
